Arzular gercekleşir…

Uzun zamandır vakit bulup yazamıyordum.Sanırım zamanı geliyor geçiyor da…

En son bir kaç gün önce piyasaya sunduğumuz Sosyal Sorumluluk Projesinden (Azər Süd “Arzunu Söyle”) sonra bir daha emin oldum ki güzel işler hakikaten takdir edilip insanlar tarafından paylaşılıyor. Proje nasıl oldu,nasıl gelişti neler yaşandı birazdan bunlardan bahsedeceğim ama ondan önce biraz profesyonellikten ve sektörümüzde kendini bu işin experti olarak gösteren insanlardan bahsetmek istiyorum.

 

Iyi işleri kim yaparsa yapsın,ister rakip,ister arkadaş,ister adını ne koyarsanız koyun,kendi adımdan takdir etmeyi seviyorum.Çünkü eğer göz önünde bir başarı varsa ki,onu bugün ben görmezden gelsem de yarın gelip döneceğim nokta yine orası olacak.Fakat burada sezinlediğim bir davranış tarzı var ki sektörde,acayıp canımı sıkıyor.Kendisini büyük büyük gösteren,kitaplar yazan,kendince bu işin uzmanı olan insanlar o kadar kıskanç davranıyorlar ki saşırıp kalıyorum.Yapılan işi sosyal mediada paylaşmak veya like etmek değil,o bir yana,hiç olmamış gibi varsayıp görmezden geliyorlar ki inanin bu çok mu çok can sıkıcı…

 

Yapılan her güzel yada kötü calışma bu ülkede bu sektörün gelişmesine katkı sağlar,derslerde okutulur ve hatta case olarak gösterilir,gösterilmelidir.Bu şekilde insan profesyonel olduğunu kanıtlar ve bu şekilde ancak expert olunur.Benim yaptığım ve arkadaşlarımın yaptığı her iş süper ama karşı tarafta yapılan her iş çok kötü yanaşması ile malesef profesyonel olunmaz ve bu tarz bir yanaşma ile malesef büyük dağlar aşılmaz.Önyargılarınızı yıkın!Açık yürekli olun!Yapılan güzel işleri takdir edin ve gerekiyorsa kötü işleri de amansızca eleştirin!Ancak bu şekilde pazarlama dünyasının kapılarını kendinize açarsınız ve ancak bu şekilde yeni yetişen gençlere örnek olursunuz.Çünkü pazarlama dünyasının en önemli kuralıdır önyargısız olmak!

 

 

“Arzunu Söyle “ isimli yapmış olduğumuz sosyal sorumluluk projesine geldiğimizde ise amacımız Bilik günü yakınlaşırken çocuklarımızın sorunlarının bir tek kağıt,kalem,defter almaktan ibaret olmadığını  ve Dünyada binlerce hastalıkla mücadele içerisinde olan binlerce minicik beden olduğunu hatırlatmaktı.2 aya yakın ailelerle görüşmeler,ailelerin maddi durumları,arzular hakkında vs değerlendirmelerden sonra 3 genç ve çocuğun ailesinin de izni alınarak projeye start verdik.Hem çok üzüldük hem de hastalıklarına rağmen bu gencecik bedenlerin yaşam enerjisi ile can bulduk.Sonunda gördüğünüz hepsi tamamen  gerçek, içerisinde hiçbir yapaylık barındırmayan bir proje ortaya çıktı.

 

Sosyal mediada aldığımız tebriklerin yanısıra yapılan paylaşımlar,paylaşımlar altındaki yorumlar,aldığımız geri dönüşler hakikaten doğru yolda olduğumuzu bizlere bir daha hatırlattı.

 

Unutmamak lazım ki bu tarz işler bu ülkedeki sosyal sorumluluk projelerinin gelişmesine katkı sağlayacak ve belki de insanlarımızın bu yöne dikkatlerinin çekilmesine ve ülkeye ödül getirecek çalışmalara imza atılacak.